Artık her şeyin başına bir "e-" getiriyoruz. Önceleri
e-mail, derken e-bülten, e-ticaret, e-banka, e-belediye, e-
devlet ve daha sonra e-pazarlama, e-danışmanlık, e-hukuk,
e-sağlık.. Bir kere başladık ve sonu gelmiyor...
Bir süre sonra her şeyin bir e-lisi birde e-sizi olacakmış gibi görünüyor. Sadece biz değil dünyanın pek çok ülkesi artık bu e-ler le uğraşıyor.
Bugün bir çok işlemimizi, başvurumuzu, alışverişlerimizi ve yazışmalarımızı internet üzerinden yapabiliyoruz. Bankacılıktan, posta hizmetlerine, alışveriş ve yayıncılıktan, devlet hizmetlerine kadar bir çok alanda bu e-lerin nimetlerinden yararlanabiliyoruz.
Ve-e sorunlarımız başlıyor.
Türkiye daha mevcut hukuk sistemlerinde standartları yakalama çabasındayken, bir de yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı sorunları çözümleyecek hukuk düzenlemeleri ile de uğraşmak durumunda kalıyor. Yaşanan teknolojinin çok gerisinde kalan hukuk düzeni ihtiyaçlara cevap vermek için çabalıyor.
Hukuk sistemimiz yazılı belgelendirme esasına dayanmakta. Yazılı belge altına atılan imza, kişinin kimliğini teyit etmekte, altına imza atılan metnin de okunduğunu, anlaşıldığını, bu metinden kendisine yüklenen bir çok sorumluluğun kabul edildiğini ve kendisini hukuken bağladığının kabulü anlamı taşıyor. Yasalarımız, sözleşmelerde veya belgelerde fiziksel bir imza olmasını şart koştuğundan, internet üzerinden karşı tarafa ulaştırdığımız belgeler, bir uyuşmazlık halinde hukuki korumadan yoksun kalmışlardır. İnternet üzerinden iş yapan bilgi, belge ve veri alışverişinde bulunanların sayısının hızla artması kullanıcıların hak ve özgürlüklerini teminat altına alınması zorunluluğunu doğurmuştur. İşin içine bir de Devletin girmesi ile bu zorunluluk daha da artmıştır.
23 Temmuz 2004’te yürürlüğe giren 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu bu anlamda Türk Hukukunda bu alanda atılmış en önemli adımdır. Kanunda bahsedilen yönetmeliklerinde 6 Ocak 2005 tarihinde yayımlanması, Elektronik sertifika hizmet sağlayıcılığı alanındaki teknik konuların ve standartların yer aldığı bir tebliğin de aynı tarihte resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ve Mali Sorumluluk Sigortası ile ilgili Yönetmelik ve tarife talimatı 27 Ocak 2005 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle ikincil düzenlemelerde tamamlanmıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Elektronik sertifika hizmet sağlayıcısının kusurundan veya eksiğinden dolayı elektronik sertifika sahiplerinin başkalarına verebileceği zararları kapsamaktadır. Bu zararı da elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı, sigorta şirketiyle yaptığı anlaşma ile karşılamakla yükümlüdür.
Kanunun en önemli maddelerinden olan 5.maddesinde ‘Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurur. Kanunların resmi şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukuki işlemler ile teminat sözleşmeleri güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez’ denilmiştir. Maddeye göre; örneğin tapu devrini sağlayan sözleşmeler, araç satışları, mal rejimi sözleşmeleri, vasiyet gibi sözleşmeler yasaca belirlenmiş kurumlar huzurunda yapılmaya devam edilecektir. Bunlar gibi kanunun kağıt üzerinde imzalı olarak aradığı işlemler elektronik ortamda yapılamayacaktır. Kanunun yine çok önemli sayılabilecek bir maddesi de 22. maddesidir. İmzaya dair Borçlar Kanunu hükümleri ve ispata ilişkin Hukuk usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri de değiştirilmiştir.
Elektronik imza hayatımızı biraz daha kolaylaştırıp, maliyetleri düşürüp, hızlı ve en önemlisi güvenli işlem yapabilmemizi sağlayacak gibi gözüküyor. Günlük hayatımızda kağıdın kalkmasına yardımcı olacak, yazışmaların güvenli olarak yapmamızı, sözleşmeleri yasal geçerli ve bağlayıcı olacak şekilde imzalayabilmemizi, e-devlet çözümleri üzerinden tüm vatandaşlık hizmetlerinden yararlanabilmemizi sağlayacak.
Şu anda internette çok düşük oranda bulunan, yasal geçerlilik ve bağlayıcılık, güvenilirlik açılarından bakıldığında da internet kullanımına ciddi katkı yapacağını söyleyebiliriz. Kuyruklarda sıralarda bekleyip, ellerimizde kağıtlarla o masadan o masaya gittiğimiz günleri bizlere unutturacak düzenlemelerin yasal basamağı olan e-imzalı günler günlük hayatımızı kolaylaştırmanın yanı sıra elektronik bankacılık ve elektronik ticareti her boyutu ile farklı ve sağlam bir zemine taşıyacak.
Kullanımı ise, güvenli elektronik imza oluşturma araçları diye tanımlanan , akıllı kartlar veya akıllı çubuklar ile olacak. Elektronik imzayı, noter vasıtasıyla gönderilmiş bir ihtarnameye benzetebiliriz. Göndericinin ve gönderilenin kimliği ve hangi tarihte gönderilip hangi tarihte alındığı da bellidir. Taraflar belgenin içeriği konusunda bir itirazda da bulunamazlar. Bu açıdan bakıldığında elektronik imzanın güvenilir olduğunu söyleyebiliriz. Bütün bu faydalarının yanı sıra elektronik imzanın yeni sorunları da beraberinde getirmesi kaçınılmaz..
Teknoloji ne kadar kolaylık sağlarsa sağlasın, hukuk ne kadar güvenlik için önlemler alırsa alsın suistimaller, dolandırıcılıklar ve kötü niyetli yaklaşımlar her zaman olacaktır. Elektronik imzanın kendisine özgü doğasında barındırdığı potansiyel riskler var. Hatta öyle ki suistimal yada dolandırıcılığın da ötesinde şeyler yaşanması mümkün.
Ne kadar yasal güvence yaratırsanız, düzenleme yaparsanız yapın riskleri tamamen yok etmek mümkün değil. Tıpkı bildiğimiz kağıt üzerine attığımız imzanın taklit edilmesi, zorla attırılması vb. riskleri taşıması gibi. Hele Türkiye gibi bilgisayar kullanımının hala çok düşük oranlarda olduğu teknolojik altyapısı milyonlarca dolar yatırım bekleyen bir ülkede bu riskleri daha çok yaşayacağımız da kesin. Türkiye de 5-10 yıldan önce e-imzadan çok fazla şey beklememek gerek diye düşünüyorum. Hele hala bir taraftan yetişkinler için açılan okuma yazma kurslarının varlığı ile kız çocuklarının okula gönderilmesi için düzenlenen kampanyaları düşündüğümde .Bir tarafta hala devam eden geri kalmışlık bir tarafta müthiş bir teknoloji ve hız.
Bu kez bizi bekleyen riskler de henüz pek bilemediğimiz e-riskler.Anlaşılıyor ki e-imzanın hayatımıza bütünüyle girmesi ve her alanda kullanılır hale gelmesi için hep birlikte daha çok fırın e-ekmek yememiz gerekiyor.
Av. Esin Bilgin Elial
|